
KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KANUNU (KVKK) KAPSAMINDA İŞE ALIMDA SORU SORULMASI VE SINIRLARI
Kişisel verilerimizin korunması amacıyla kabul edilen 6698 sayılı Kişisel
Verilerin Korunması Kanunu ile getirilen sınırlamalar birçok alanda olduğu gibi
işe alım sürecinde de karşımıza çıkmaktadır. İş Kanunu’nun 75. maddesi ile
işverenler, işçiler hakkında özlük dosyası düzenleme yükümlülüğü altında iken;
Borçlar Kanunu’nun 419. maddesiyle işverenlerin, işçilere ait kişisel
verileri, “ancak işçilerin işe yatkınlıklarıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin
ifası için zorunlu olduğu ölçüde” kullanabilecekleri hüküm altına
almıştır. Diğer yandan işçilerin kişisel verileri de KVKK kapsamında koruma
altına alınmış olmakla birlikte; işverenlerin sözleşme özgürlüğü çerçevesinde
işçilerin kişisel verilerine ulaşma ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ikili durum ise;
işverenin işçisi hakkında bilgi edinme hakkı ile işçinin kişisel verilerinin
korunması hakkı arasında adil bir dengenin sağlanması ihtiyacını
doğurmuştur.
Burada söz konusu dengeyi sağlayabilmek
adına işe alım sürecini yönetenlerin soruları titizlikle seçmesi gerektiği, iş
başvurusunda bulunan kişinin görev tanımına uygun olup olmadığına ilişkin bir
değer sunmayacak bilgilerin toplanmaması sadece görev tanımına bir başka deyişle
görevi ile bağlantılı olabilecek verilerin toplanmasına yönelik sorular
sorulmalıdır.
Bu kapsamda Kanun’da yer verilen
yükümlülüklerin ihlal edilmemesi bakımından kişisel verinin ne olduğunun hangi
verilerin işlenmesi bakımından açık rızanın bulunması gerektiğinin işe alım
sürecinde görevli olan kimselerce bilinmesi yasal düzenlemeler ile getirilen
sınırın aşılmaması bakımından fayda sağlayacaktır.
KİŞİSEL VERİ KAVRAMI
Kanun’da veri kavramı, kişisel veri ve
özel nitelikli kişisel veri olarak ikiye ayrılmış olup, özel nitelikte olmayan
kişisel verilerin işlenmesine dair şartlar Kanun’un 5. Maddesinde
düzenlenmiştir. Bu doğrultuda kişisel veriler Kanun’da belirtilen haller
kapsamında ilgilinin rızası olmadan işlenebilir. Buna karşılık özel nitelikli
kişisel veri kategorisinde bulunan kişisel verilerin toplanması, kayıt altına
alınması ve işlenmesi durumunda Kanun’un 6. maddesinin 3. fıkrası saklı kalmak
kaydıyla kişinin aydınlatılması ve açık rızasının alınması gerektiği emredici
olarak düzenlenmiştir.
Verilerin işlenmesi bakımından kanun ile
getirilen bir diğer yükümlülük ise veri sahibinin aydınlatılması olup; işe alım
sürecinde de veri sorumlusu yani işveren tarafından işe alım sürecinde
yetkilendirdiği kimse aracılığıyla veri sahibi olan aday personele Kanun’un 10.
maddesinde belirtilen unsurları içerecek şekilde bilgi vermek ve veri sahibini
aydınlatmakla yükümlüdür.
Kanun’da ve Kişisel Verileri Koruma Kurumu
(“Kurum”) tarafından da açıkça ifade edildiği üzere aydınlatma yükümlülüğü,
talebe bağlı olmaksızın yerine getirilmesi gereken bir yükümlülük olmakla
birlikte kişisel verisi işlenen gerçek kişiler için de bir haktır. İlgili
kişinin, işlenen kişisel verileri hakkında bilgilendirilmesini ifade eden
aydınlatma yükümlülüğü, kişisel veri işlemenin hukuka uygun şekilde yerine
getirilebilmesi için olmazsa olmaz bir şarttır.
Ayrıca veri sorumlusu, kişisel verileri
ilgili kişinin açık rızası ya da diğer kişisel veri işleme şartlarından birine
dayanarak da işlese her durumda aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmelidir.
Çünkü aydınlatma yükümlülüğü, kişisel verilerin işlenmesi için dayanılacak
hukuki sebep ne olursa olsun yerine getirilmesi gereken bir yükümlülüktür.
ADAYDAN VERİLERİNİN İŞLENMESİNE YÖNELİK
AÇIK RIZA ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Kanun’da açık rıza “belirli bir konuya
ilişkin, bilgilendirilmeye dayanan ve özgür iradeyle açıklanan rıza” şeklinde
ifade edilmiştir. Açık rıza için belirli bir şekil şartı bulunmamakta olup;
açık ve anlaşılır olması yeterli olarak kabul edilmektedir. Ancak açık rıza
alınması gereken kişisel veri işleme faaliyetinde açık rızanın alındığına dair
ispat külfeti veri işleyende olduğu için açık rıza alma işleminin ispat
edilebilir şekilde yapılması tavsiye edilmektedir.
Kanun’un 5. maddesinde açık rıza hukuka
uygunluk şartlarından birini oluşturacağı için aday personelden talep edilecek
kişisel verilerin niteliğine ve söz konusu kişisel verilerin talep edilme
amacına göre açık rıza alınması gerekebilir. Fakat işe alım sürecinde işçinin
işveren karşısındaki ekonomik zayıflığı ve işe alınmama korkusunun da
getireceği taraflar arası dengesizlik göz önüne alındığında alınan rızanın
hukuka uygunluk nedeni oluşturup oluşturmayacağının ve özgür iradeye dayanıp
dayanmadığının da gözetilmesi gerekir. Kurum, almış olduğu bir
kararda işçi-işveren ilişkisinde, işçiye rıza göstermeme imkanının etkin bir
biçimde sunulmadığı veya rıza göstermemenin işçi açısından muhtemel bir
olumsuzluk doğuracağı durumlarda işçinin özgür iradesinin zedeleneceğinden
bahisle veri işlemenin açık rızaya dayandırılamayacağına karar vermiştir.
Açık rızada dikkat edilmesi gereken diğer
bir husus ise kişisel verilerin geleceğini belirleme adayın kendisine ait
olduğundan, adaya açık rızası alınırken rızasının reddetme olanağı olduğunu hatırlatılması,
verilen açık rızanın geri alınabildiği ve alındığı durumda hukuki sonuçlarının
neler olacağı hakkında bilgilendirilmelidir. Dolayısıyla gerek aydınlatma
gerekse rıza metinlerine uygun olarak adayın kişisel verileri toplanmalı ve
adaylık sürecinin sona ermesiyle birlikte verilerin muhafaza edilmesi gereken
birimlere iletilmesi sürecin devamında bulunması gerekli olmayan verilerin ise
usulüne uygun şekilde imha edilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Bu çerçevede
verilerin güvenliğinin sağlanmasına özen gösterilmelidir. İşe alım sürecinde
aday ile ilgili alınan notların ulu orta herkesin erişebileceği ortamlarda
tutulması verilerin güvenliğinin sağlanmadığı sonucunu doğuracağı gözden
kaçırılmamalıdır.
Son olarak kişiden açık rıza alınarak
kişisel verilerin işlendiği durumlarda Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine
Getirilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ hükümleri uyarınca
ilgili kişiye karşı aydınlatma yükümlülüğü ve açık rızanın alınması işlemleri
ayrı ayrı yerine getirilmelidir. Örnek vermek gerekirse, fiziki olarak alınacak
iş başvurularında yazılı olarak aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğini
ve yazılı olarak adayın imzasıyla açık rızasının alındığı senaryoda aday
personele karşı aydınlatma yükümlülüğü ayrı bir metin ile açık rıza alma işlemi
de ayrı bir metinle yerine getirilmelidir.
ADAYDAN ALINAN VERİLER AMAÇLA BAĞLANTILI, SINIRLI VE ÖLÇÜLÜ OLMALIDIR
İşverenler adaylardan mülakat esnasında
talep ettikleri verileri “hangi amaçla işleyeceğini” adaya şeffaf bir şekilde belirtmelidir.
İşverence yapılacak veri işleme faaliyeti “amaçla sınırlı” olmalı ve
belirlenmiş sınırların ötesinde adayı ölçüsüz işleme faaliyetine karşı
korumalıdır. Kaldı ki adayın verilerini koruyucu bu yükümlülük Uluslararası
Çalışma Örgütünün Uygulama Kodu ile de güvence altına alınmıştır. Ölçülü ve
sınırlı olma şartı her süreç için ayrı ayrı değerlendirilmeli, özellikle özel
nitelikli kişisel veriler konusunda dikkatli hareket edilmelidir. Örneğin insan
kaynakları birimince çalışanların mali haklarının belirlenebilmesi için sendika
üyeliği verisinin alınması ölçülü kabul edilecekken, aynı iş yerinin AR-GE
birimince söz konusu verinin alınması ölçülü olarak kabul edilmeyecektir. Zira
anılan bilginin AR-GE birimince toplanması bakımından amaca uygun olduğu kabul
edilemeyecektir. Ayrıca adayın sınırı aşan soruları cevapsız bırakması ya da
uygulanacak bir testi reddetme hakkı da bulunmakta olup, işe alım sürecinde bu
hakkın kullanımının engellenmemesi gerektiği gibi bilakis adaya
hatırlatılmalıdır.
ADAY İŞÇİ HAKKINDA BİLGİ TOPLANMASI
Daha önce belirttiğimiz gibi, işveren
işçiyi aydınlatma yükümlülüğünü kişisel verilerin elde edilmesi sırasında
kişisel veri sahiplerine sunulan aydınlatma metinleri aracılığıyla yerine
getirmektedir. Kanun’un 10. maddesine göre bu aydınlatma metinlerinde “veri sorumlusunun
ve varsa temsilcisinin kimliği, kişisel verilerin hangi amaçla
işleneceği, işlenen kişisel verilerin kimlere ve hangi amaçla
aktarılabileceği, kişisel veri toplamanın yöntemi ve hukuki sebebi ve
KVKK md.11’de sayılan ilgili kişinin hakları” yer almalıdır.
İşverenler işe alım sürecinde kişisel veri
topladıkları tüm platformlar üzerinden ilgili kişileri aydınlatmakla
yükümlüdürler. İş ilanı duyurusunun dijital platformlar
üzerinden yayınlandığı hallerde de, aday işçilerin başvurularını
işverene iletmek amacıyla özgeçmişlerini yükleyecekleri alanlara başvurucunun
kolaylıkla erişebileceği ve okunur bir şekilde aydınlatma
metinlerinin bulundurulması gerekmektedir. Aday işçiye işverenin
tanıma amaçlı birtakım sorular sorması olağanken işçiye yöneltilecek
bu soruların ve toplanacak bilgilerin meşru amaca uygun ve mesleki
yaşantıyla ilişkili olması önemlidir.
İŞE ALIMLARDA SORULABİLECEK SORU ÖRNEKLERİ
VE SINIRLARI
Adaya doğrudan işe alım esnasında soruların
yöneltilmesi, kişisel verilerinin korunması hakkının ihlal edilme riskinin en
fazla olduğu durumlar arasında yer almaktadır. Bu kapsamda işveren, adayı
tanıma hakkına sahip olmakla birlikte; yönelteceği soruları iş ilişkisine fayda
sağlayabilecek şekilde seçmeli ve adayın özel hayatının gizliliğini ihmal
etmeyecek şekilde sorularını belirlemelidir. İşveren tarafından adayın işvereni
yanıltması ve yanlış bilgi vermesi halinde ise iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun
25/II/a maddesi uyarınca haklı sebeple feshi gibi ağır sonuçlar doğurabileceği
hatırlatılabilir.
İş mülakatlarında işçinin adı, soyadı,
yaşı, mezun olduğu üniversite ve derecesi, iş tecrübeleri, askerlik ve ehliyet
durumu gibi temel kişisel bilgiler ile eğitim ve çalışma geçmişine dair genel
bilgilerin sorulmasında KVKK kapsamında herhangi bir sakınca bulunmadığı
anlaşılmaktadır. Adres bilgisi gibi, doğrudan iş ile ilgili olmasa da dolaylı
şekilde adayın meslek hayatına etki edebilecek soruların adaya yöneltilmesinde
de herhangi bir sorun doğmayacağı değerlendirilmektedir.
MEDENİ HAL, İLİŞKİ DURUMU, AİLE HAYATI VE
CİNSEL HAYATA İLİŞKİN SORULAR
İşyerinde, işçi acısından toplu iş
sözleşmesinin aile ve çocuk yardımlarına ilişkin hükümlerinin ne gibi sonuçlar
doğuracağını öngörebilme adına aday işçiye medeni halini ve kaç çocuğu olduğunu
sorması hukuken uygun kabul edilebilecekken iş ilişkisiyle herhangi bir bağı
bulunmayan adayın evlilik düşünüp düşünmediği, cinsel yönelimi, çocuk sahibi
olup olmamaya ilişkin sorular açık bir şekilde özel hayatın gizliliğinin ihlali
anlamına geldiği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede adaydan alınacak verilerin
adayın “işe yatkınlığı ve hizmet akdi için gerekli olup
olmadığı” tespit edilerek soruların buna uygun olarak seçilmesi
gerektiği unutulmamalıdır.
Öğretide ve uluslararası düzenlemeler
nezdinde cinsel hayata ilişkin veriler özel nitelikli kişisel veri olarak
tanımlanmaktadır.
Bu bağlamda adayın mülakat sürecinde
güçsüz konumda bulunduğu düşünülürse adayın kendini açığa vurmama hakkı
bulunduğu gibi dilerse sessiz kalmayı seçebilir ya da sessiz kalmasının
aleyhine olacağı durumda gerçeğe aykırı beyanda dahi adayın bu tutumunun
işvereni aldatma olarak kabul edilmeyebileceği değerlendirilmektedir.
Adayın hamilelik durumuna ilişkin
soruların sorulmasında ise öğretide iki farklı görüşün yer aldığı
görülmektedir. İlk görüşe göre bu soru özel hayatın gizliliğinin ihlali
anlamına geldiği kabul edilirken diğer bir görüşe göre yapılacak işin niteliği
gereği böyle bir soru sorulması gerekiyor ise işverenin bu durumu öğrenmesi
açısından sorulmasının gerekli olduğu kabul edilmektedir.
SİGARA VE ALKOL KULLANIMINA İLİŞKİN
SORULAR
Sigara kullanımına ilişkin soru
sorulmasının ilk olarak, işverenin yönetim hakkı çerçevesinde işyeri
sınırlarında sigara içilip - içilmemesi konusunda talimat verme yetkisine haiz
olduğu düşünülürse işveren, yanıcı veya patlayıcı maddelerin üretildiği bir
işyerinin söz konusu olması durumunda olduğu gibi haklı sebeplerin bulunduğu
hallerde işyerinde sigara kullanımını tamamen yasaklayabileceği gibi; diğer
hallerde ise işyerinde sigara içilebilecek dönem ve aralıkları belirleme
yetkisine sahip olacaktır. Bu kapsamda işverenin, aday işçinin işe alınması
halinde bağlı olacağı kuralları kendisine önceden belirtebilmek ve çalışma
koşulları hakkında tam ve doğru bilgi verebilmek adına iş görüşmesinde işçiye
sigara kullanıp kullanmadığını sorabileceği değerlendirilmektedir. Alkol
kullanımına ilişkin ise iş görüşmesi sırasında “işyerine alkol almış
halde gelmesi veya işyerinde alkol alması durumunda iş sözleşmesinin
haklı nedenle feshedileceğini” bildirmesi ve işçiyi bu yolla önceden
uyarması yeterli ve makul bir yaklaşım olacaktır. Buna karşılık işverenin
adayın iş yeri dışındaki alkol kullanımına ilişkin bir soru yöneltmesi bu
kapsamın dışındadır.
DİNİ İNANÇ, SİYASİ GÖRÜŞ VE SENDİKAL
ÜYELİĞE İLİŞKİN SORULAR
İş görüşmelerinde aday işçiye dini ve
felsefi inancına, siyasi parti üyeliğine veya politik görüşüne ilişkin
soruların sorulmasının hukuka aykırı olacağını belirtmek gerekir. Sendika
üyeliğine ilişkin bilgiler, tıpkı politik ve dini görüşler gibi KVKK’nın 6/1
maddesi kapsamında özel nitelikli kişisel veri olarak düzenlenmiş bulunmakla
birlikte; bunun yanı sıra 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu
(“STİSK”) kapsamında da ayrıca koruma alanı bulmuştur. İşe alım sürecinde
sendikaya üye olan/olmayan işçiler arasında ayrım yapılamayacağı
belirtilmektedir. Buna bağlı bir ayrımcılık söz konusu olduğunda işçi sendikal
tazminattan” yararlanma hakkına sahiptir.
İŞE ALIM ÖNCESİNDE İŞÇİ ADAYINA
YAPILABİLECEK TESTLER VE SINIRLARI
Uygulamada sıklıkla alkol ve uyuşturucu
testleri ile kişilik testleri yaptırılmakta olup bunların yanı sıra aday
işçiden kan, idrar veya doku gibi biyolojik maddelerin alınması suretiyle
HIV/AIDS testleri de uygulanabilmektedir. Aday işçinin alkol veya uyuşturucu
kullanımına ilişkin bilgilerinin ancak açık rızası dahilinde işlenebileceği ve
bu verilerin sağlık verisi niteliği taşıyacağından işçi özlük dosyasından ayrı
bir yerde saklanması gerektiği kabul edilmektedir. Bu bağlamda test yapılmadan
önce adayın aydınlatılması gerektiği gibi açık rızanın da alınması gerekecektir
fakat işverenin KVKK açısından yükümlülükleri testin uygulanmasından sonra da
devam etmektedir.
İş görüşmeleri sırasında işçiden HIV/AIDS
testi istenebilmesi için işin niteliğinin bu testi zorunlu kılması gerekmediği
açıktır. Testi haklı kılacak “üstün yarar” olsa dahi işçinin yazılı şekilde
açık rızasının alınması veri güvenliğinin ihlal edilmemesi bakımından yerinde
olacaktır. Aday işçinin kişiliğini ve karakterini değerlendirme amacıyla
yapılan psikolojik testlerde ise sorulan sorular başvuruya konu faaliyetle
yakından ilgili olmalı ve iç hukuk bu konuda gerekli güvenceleri sağlıyor
olmalıdır. Testlerin tümü uzman kişilerce uygulanıp değerlendirilmeli ve testin
sonucu aday işçiye “açıkça belirtilmelidir”.
REKABET HÜKÜMLERİ KAPSAMINDA SORULABİLECEK
SORULAR VE SINIRLARI
Adayın herhangi bir yakınının rakip
işletmede çalışıp çalışmadığı ile ilgili soru sorulması durumu, işçinin
pozisyonu gereği önemli sırları öğrenmesi ve sızdırma ihtimalinin ortaya
çıktığı ölçüde hukuka uygun olduğu kabul edilmektedir. Fakat önemli sırlara
ulaşma olanağı bulunmayan aday bu soruyu yanıtsız bırakma ya da doğru yanıt
vermeme hakkına sahiptir. Bunun yanında adayın eski işvereni ile arasında
geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesi olup olmadığı da işverence adaya
sorulabileceği kabul edilmektedir. Zira anılan sözleşmenin bulunması halinde
aday ve yeni işverenin rekabet yasağı hükmünün ihlal edilmesi halinde yeni
işverenin de zarara uğrayabileceği dolayısıyla sorunun sorulmasında meşru
menfaatin bulunduğu kabul edilmelidir.
SONUÇ
Netice itibariyle işe alım süreçlerine etki eden yasal düzenlemelere uygun davranılmalı ve KVKK ile oluşturulmaya çalışılan kültüre uyum sağlamaya özen gösterilmelidir. Adaya sorulacak sorularda seçici davranılmalı adayı tanımak maksadı altında iş ilişkisine fayda sağlaması mümkün olmayan özelikle medeni durumu, ilişki durumuna, aile hayatı ve cinsel hayata, dini inanç, siyasi görüş ve sendikal üyelik vb. alanlara ilişkin adayın özel hayatının gizliliğini ihlal edecek sorulardan kaçınılmalıdır. Böylelikle işveren olarak her istenilen sorunun sorulmaması gerektiğine yönelik bilincin oluşmasına katkı sağlanacaktır. Ayrıca adayın seçimlerine ve özel hayatına karşı özenli davranılması özellikle KVKK ile korumaya alınan kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmemesi ve olası bir soruşturmanın önüne geçilmesi bakımından fayda sağlayacaktır.
Avukat Berk TOPALOĞLU
info@berktopaloglu.av.tr
https://www.berktopaloglu.av.tr